Etiketler

21 Kasım 2009

arpad pusztai, inatçı keçi

kendi alanında dünyanın bir numarası ol, herkes ne yazdığını takip etsin, saygın bir ismin olsun, önemli bir enstitüde araştırmacı olarak çalış, orada her türlü araç hizmetinde ve ekibin de yanında olsun sonra seni işten atsınlar. neden?

dünyanın en çok para kazandıran alanıyla ilgili bilimsel bir deney yapıp, sonuçlarını da bilimsel bir dergide yayınlarsan olacağı bu. neymiş? gdo kullanılarak üretilen patatesleri farelere yedirince hayati tüm organları küçülüyormuş, kanser belirtileri başlıyormuş ve deney daha bitmeden fareler ölüyormuş.

o değil de, işin içine amerikan başkanından, ingiltere başbakanına kadar herkes karışmış. dönemin basını telefonlarla edilen tehditleri, enstitü başkanından bu sürecin sonunda makaleyi yayınlamayı kabul eden dergiye kadar herkese yapılan baskıları yayınlamış. birkaç genç akademisyenin mesleki hayatı sona erdirilmiş. yıllar süren bu kavganın sonunda makale yayınlanacağı zaman derginin bunu editoryal bir yazıyla açıklama yaparak yerine getirmesi yeterince açıklayıcı. ne inat varmış ama pusztai'de (malum artık idealist olmak eşittir kör inada sahip olmak olarak anlaşılıyor), bildiğinden şaşmamış.

en azından, ellerine hindistan'da topluca intihar eden çiftçilerin kanı bulaşmadı, vicdanı rahat. ama onun üzerinden, bilimadamlarına da büyük bir ders verilmiş oldu. neymiş? monsanto'yu kızdırmayacakmışsın. ne de olsa adamlar dünyadaki kimyasal tarım sektörünün %90'ının elinde tutuyor. öyle ki, bunların ürünlerini test edip onay vermesi gereken FDA'ya tabi ki küçük bush döneminde, başkan atamışlıkları bile var, bir bilim adamı ve onun ekibini harcamak da iş mi.